Yaşam Alanlarını Güzelleştiren Dokunuş: Modern Tasarım Mobilya

Yaşam Alanlarını Güzelleştiren Dokunuş: Modern Tasarım Mobilya Her gün kullandığınız mobilyaları düşünün. Sabah kahvaltınızı yaptığınız masa, ofiste bütün gün oturduğunuz sandalye, ailece beraber keyifli sofralara oturduğunuz yemek odası takımı, ya da gece yorgunluğunuzu teslim ettiğiniz yatak… Her biri gündelik hayatın vazgeçilmez bir parçası. Peki, bu eşyalara hiç dikkatlice baktınız mı? Bu eşyalar sizin hakkınızda ne söylüyor? Dikkatlice seçilmiş ve özenle birleştirilmiş parçalar mı, yoksa rastgelen alınmış ve zamanla biriktirilmiş eşyalar mı… Eğer yaşam alanınıza biraz zevk ve renk katmak istiyorsanız, modern tasarım mobilya seçeneklerine göz atabilirsiniz. İkonik tarzları ve star parçaları derlediğimiz bu yazıda, yeni dekorasyon fikirleri için ilham verici noktalar bulacaksınız.

Tarihin Bir Parçası: Modern Tasarım Mobilya

Tasarım mobilya olarak adlandırılan modeller, genellikle modern mobilya tarzına dahildir. Modern mobilya, kelime olarak belki iki tane her gün kullandığımız kavramı bir araya getirmiş gibi görülse de, esasında kocaman bir tarihi yansıtan karmaşık bir konsepttir. Modern mobilya denildiği zaman, 19. yüzyılın sonlarından günümüze modernizmin etkilediği mobilyalardan bahsedilmektedir. Bu tarz, dünyada derin izler bırakan II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkmıştır. Savaş dönemide gelişen teknolojinin etkisi ile tasarım alanında kullanılan malzemeler farklılaşmıştır. Aynı zamanda bu malzemelerin dünya çapında ticaretine imkan sağlayacak bazı gelişmeler ortaya çıkmıştır. Teknoloji, ulaşım ve iletişim alanında gerçekleşen ve küreselleşmeyi sağlayan bu gelişmeler; çeşitli tasarım mobilyaların ülke sınırlarını aşarak dünya çapında popülerlik kazanmasına yol açmıştır. Modern mobilya, önceki mobilya stillerinin aksine, sadece kullanımı öncelemez. Yani bir parçanın ise yararlığı kadar aynı zamanda, ait olduğu zamanın ruhunu yansıtmasını da ister. Bu da, önceden yapılmış tüm mobilya tasarımlarından muazzam bir ayrılık yaratmasına neden olmuştur. Makine estetiği ile modern mobilyalar, dönemin zaman yönetimi, verimli ideallerini vurgulayan fabrika modüllerini kolayca tanıtmaya gelmiştir. Modernist tasarım; zaman, para, malzeme ve iş gücünden tasarruf etmek için dekoratif unsurları kestirebildi ve nesnenin tasarımına odaklanmıştır. Modern tasarımın amacı zamansız güzelliği yakalamaktı. Bu nedenle de bu tarz mobilyalar bugün bile hala kullanılabilir ürünlerdir.

Fonksiyonalizm: Modern Tasarım Mobilya Felsefesi

Modern Tasarım Mobilya Felsefesi Modern tasarım mobilya anlayışı, aslında mobilyalara genel olarak tüm bakış açımızı değiştirmiştir. Modernist tasarım hareketinden önce mobilyaya süs olarak bir vurgu yapıldı. Evin bir kösesinde duran, kimi zaman oldukça şatafatlı ancak pek de kullanım kolaylığı sağlamayan ürünler mobilya olarak seçilirdi. Bir parçanın yaratılması sırasında harcanan zamanın uzunluğu, yani el işciliği, genellikle o parçanın değerinin bir ölçüsü olarak değerlendirilirdi. Sanayi Devrimi ile birlike bu durum değişikliğe uğradı. Artık fabrikalarda makinalar çalışıyor, üretim çok daha kolay bir şekilde yapılıyordu. Bu durum tasarım mobilya için de bir dönüm noktası oluşturdu. Yeni kaynaklar ve ilerlemeler ile, dekoratif amaçlar için yaratılan nesnelerin vurgusunu işlevsellik, erişilebilirlik ve üretimi teşvik eden tasarımlar haline getiren yeni bir felsefe ortaya çıktı. İşte bu felsefeye, fonksiyonalizm denildi ve bu felsefe modern tasarım mobilya yaratımı arkasındaki esas fikir oldu. Bugün hala tasarım mobilya dünyasında bu akımı takip ederek tasarımlar yapan kişiler bulunmaktadır. Pek çok dizayn üzerinde derin etkiler bırakmıştır.

Farklı Ülkelerde Modern Tasarım Mobilya

Farklı Ülkelerde Modern Tasarım Mobilya Her ülkenin müziği, mutfağı ve güyüm tarzı ayrı… Bu durumda tabii ki tasarım mobilya konusuna bakış açıları da ayrı olacak. Aynı zamanda her ülkede tüm bu alanlar birbirlerinden az ya da çok bir şekile etkilenmişlerdir. Tabii ki bu durum tasarım mobilya için de geçerli. Şimdi tasarım mobilya dünyasında küçük bir yolculuğa çıkacağız ve dünyanın farklı ülkelerinde birbirinden farklı tasarım mobilya ürünler nasıl ortaya çıkartılmış onları inceleyeceğiz! Öncelikle işin arka planını bilmek gerekiyor…Teknoloji ve sanayideki gelişmeler ile yeni tarz mobilyalar yaratmak, her ülkede farklı sanatçı gruplarının etkisi altında gercekleşmiştir. Modern tasarım mobilya konusunda bugün bile birer başvuru kaynağı olan bu gruplar, oldukça zengin birer tasarım anlayışına sahiplerdir. Gelin beraber bu ülkelerin her birinde sanatçılar nasıl tasarım mobilya üretimleri yapmışlar, nasıl güzel eserlere imza atmışlar beraberce bakalım!

Hollanda: De Stijl

Hollanda: De Stijl De Stijl yani “Stil” ya da “Üslup” hareketi, modern tasarım mobilya konusunda Hollandalıların yorumudur. Bu üslup, 1917 senedinde Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da Theo Van Doesburg isimli bir tasarımcı tarafından kurulmuştur. Hareket, tamamiyle sadeliğe dayanmaktadır. Gözü yoran ve karmaşa yaratan tüm aşırı elementlerin, sadece form ve renk temellerine indirgenmesi prensibini kullanır. Bu sekilde ortaya konan tasarımlar sadeleştirilir ve evrensel bir nitelik kazanır. Bu hareketin mobilya özellikleri, dikey ve yatay bileşimlerin ve saf birincil renklerin ve siyah beyazın basitleştirilmiş geometrisini içerir. Modern tasarım mobilya konusunda Felemenk imzası atan bu stil, baktıkça bugün bile hoşunuza gidecek bir takım tasarımlar ortaya koymaktadır. De Stijl sanatçıları, mimarları ve tasarımcıları bu unsurları yeni bir görsel kültür yaratmak için birleştirmeye çalışmışlardır. Gerrit Rietveld, Piet Mondrian ve Mies van der Rohe ön plana çıkan tasarımcıları olarak değerlendirilir.

Basit ve İkonik: Kırmızı ve Mavi Sandalye

Basit ve İkonik: Kırmızı ve Mavi Sandalye De Stijl türünün en popüler mobilya örneklerinden bir tanesi Gerrit Rietveld tarafından tasarlanmıştır. Kırmızı-Mavi Sandalye olarak aldandırılan bu dizayn, De Stijl tarzı tasarım mobilya denice ilk akla gelen ürünlerden bir tanesidir. Kırmızı-Mavi Sandalye’nin ilk versiyonları 1917 civarında yaratılmıştır. Orijinal olarak siyah ve beyaz renkleri kullanılmıştır. Ancak 1923 yılında De Stijl'in özelliklerini vermek için tasarıma renkler eklenmiştir. Rietveld’in bu tasarımı yaratmaktaki esas amacı, üretim maliyeti düşük olan bir sandalye tasarlamaktı.Sonuca üretim maliyetini düşürmek, hem Endüstri Devrimi sonrası dünyanın hem de fonksiyonalizmin esas amaçlarından bir tanesiydi… Ve bu durum, tasarım mobilya konusu da etkilemişti. Gerrit Rietveld, ucuza üretimi yapacağı tasarımın kitlesel olarak üretilmiş olması ile hedeflemişti Bu sandalye, kaygan ağacı ve çam kalasları ile ortaya çıkarılmıştı.

Almanya: Deutscher Werkbund

Almanya: Deutscher Werkbund Biraz daha doğuya doğru ilerleyelim… Tasarım mobilya ile ilgili ikinci durağımız Almanya. Ülkenin zengin kentlerinden bir tanesi olan Münih kentinde 1907 yılında kurulan bir tasarım akımından bahsedeceğiz: Deutscher Werkbund. Tasarım mobilya konusunda da çalışmalar yapan bu topluluk, 20. yüzyılın başlarında bir tasarım ve yeni fikirler yoluyla ulaşılan kültürel bir ütopya yaratmaya çalışan sanatçıların, tasarımcıların ve üreticilerin bir araya gelmesi ile kurulmuştur. Ürettikleri tasarımın modern olması ve “formun takip ettiği işlevi” yansıtması, bu tasarımcıların bir numaralı düşüncesidir. Bunun yanı sıra kalite, materyal dürüstlüğü, işlevsellik ve sürdürülebilirlik gibi “etnik olarak saf” tasarım ilkelerini paylaşmışlardır. Sadece bu ilkelere bakarak bile onların yaşadıkları döneme göre ne kadar vizyon şahini bir tasarım grubu olduğunu görmek mümkün… Deutscher Werkbund, bu fikirleri birçok modern tasarım kurumunun gelişimine ilham veren diğer Alman sanatçı ve tasarımcılara desteklemede önemli bir rol oynamıştır. Deutscher Werkbund grubunun en önemli mimar ve tasarımcıları arasında Hermann Müthesius, Peter Behrens ve Ludwig Mies van der Rohe vardır.

Kıvrılır ama Kırılmaz: Weißenhof-Stuhl

Sıra geldi Deutscher Werkbund akımı içerisindeki en bilinen tasarım mobilya örneğine göz atmaya… Yine bir sandalyeye göz atacağız. Weißenhof-Stuhl ya da Weissenhof Sandalyesi 1927 yılında mimar ve tasarım mobilya ustası Ludwig Mies van der Rohe tarafından yaratıldı. Sıradan bir sandalye gibi görünse de aslında döneminin en önemli ürünlerinden bir tanesi olarak degerlendirilmektedir. Bu özel ve önemli sandalye 25 mm'lik boru şeklindeki çelikten yapılmıştır ve Lilly Reich tarafından demir garnitür veya bir örgü ile kaplanmıştır. Bu kaplama kisim da oturma bölgesini oluşturmakta ve kullanıcıya konforlu bir kullanım deneyimi sunmaktadır. İşte, modern tasarım mobilya denince akla gelen pek çok durumu bu şekilde karşılamaktadır. Tasarımın en önemli özelliği, esinlenmeye büyük yer vermesi. Yani farklı ülkelerde ya da farklı zamanlarda yasayan tasarımcıların eski tasarımları, yeni tasarımlarda kendisine yer bulabiliyor. Bu sandalyeye dair ilk tasarımlar, tüm teneke kutuların veya dirsekli sandalyelerin öncüsü olacak ilk sırtsız sandalye olan Mart Stam’ın gaz tüpü sandalyesi izlenimi altında yaratılmıştır. O dönemde farklı bir sandalye tasarımı arayışında olan van der Rohe, beraber tasarım yaptığı Sergius Ruegenberg ile bir kar tahta başında doğru tasarımı arıyordu. Tüm köşeli tasarımlar onun gözüne çirkin gelince, o da yuvarlak hatlara sahip bu sandalyeyi çizdi. İşte bu ikonik tasarım mobilya bu şekilde ortaya çıktı.

Bauhaus Okulu

Almanya’dan devam edelim… 1919 senesinde Almanya’nın Weimar isimli kentinde, mimar olan Walter Gropius tarafından kurulan Bauhaus okulu, sanatın tüm yönlerini bir araya getiren bir sanat okuluydu. Pek çok farklı ekipten sanatçı bu okul içerisinde bir araya gelmişti. 192 ülkedeki siyasi olaylar nedeni ile Almanya'nın Dessau kentine transfer oldu. 1932'de Nazi rejiminin baskısından dolayı kapanmak sorunda kaldı. Bu yer değişikliği esasen sıradan bir olay gibi görülse del, Bauhaus Okulu üzerinde derin etkiler yarattı. Dessau'daki üretime vurgu yaptı, ancak tasarımdaki entelektüel kaygılarını da bir yandan sürdürdü. Yıllar boyunca kurumun amacı entelektüel, pratik, ticari ve estetik kaygıları sanat ve teknoloji ile birleştirmek oldu. Bauhaus, tüm sanat ve tasarım alanlarının birliğini destekledi. Tipografiden sofra takımına, giyime, performansa, mobilyaya, sanata ve mimariye kadar pek çok alanda etkili oldu. Bauhaus’un önde gelen sanatçıları ve tasarımcıları arasında Marcel Breur, Marianne Brandt, Hannes Meyer yer almakta.

Tek Başına Bir İkon: Wassily Sandalyesi

Modern tasarım mobilyaya tek bir örnek göstermemiz gerekseydi, bu Wassily Sandalyesi olurdu. Bu modernist yaratım belki de tüm zamanların en ikonik mobilya tasarımlarından biridir. Model B3 sandalye olarak da bilinen Wassily Sandalyesi, 1925 yıllında tasarımcı Marcel Breuer tarafından, Bauhaus Okulu’nda tasarlanmıştır. Peki, bu oldukça sıradan sandalyeyi tasarım mobilya dünyasının en etkili ürünlerinden bir tanesi yapan özellik nedir? Tabii ki de kullanımda sağladığı kolaylık! Wassily Sandalyesi, ev içi yapılardaki yapılarda kullanılmak üzere basit, ancak zarif ve hafif bir endüstriyel malzeme sunar. Yapımında kullanılan malzeme krom kaplı boru şeklindeki çeliktir. Sandalyenin tasarımı, boru şeklindeki çelik tarafından çerçevelenen simetrik, geometrik düzlemlerin kullanımıyla devrim niteliğindedir. Breuer, oturmuş figürü desteklemek için koltuk, sırt ve kolçaklar için tuval üzerine basit kayışlar kullanmıştır. İç mekandaki malzemeyi daha önce hiç görülmeyen boru şeklindeki çelik kullanımı kavramı, Breuer'in bisikletinin kulplarından esinlenilmiştir.

Modern Tasarım Mobilya Örnekleri

Modern tasarım mobilya konusundaki belli başlı akmlara ve bu akımların ana temsilcilerine göz attık. Bu akımlar ve örnekler, günümüzde tasarım mobilya konusunda görebileceğimiz anlayışların en temellerini oluşturuyor. Ancak bunların yanı sıra birbirinden farklı tasarım mobilya tarzları bulunmakta… Gelin hep beraber modern tasarım mobilya içerisindeki farklı örneklere göz atalım.

Le Corbusier’in Şezlong Koltuğu (Chaise Longue)

Le Corbusier’in Şezlong Koltuğu (Chaise Longue) Marcel Breuer'in 1928 yılında Wassily Sandalyesinde krom kaplı çelik boru kullanmasından ilham alan Le Corbusier, benzersiz bir şezlong koltuk yaratmıştır. Sırt ve oturak kısmına koyduğu sık bir çelik destek ünitesi ile ergonomik tasarımın ilk örneklerinden birini yaratmıştır. Tübüler çelik çerçeveler ve deri veya deri döşeme ile sık Chaise Longue başlangıçta Villa Savöye, Poissy ve Ville-d'Avray dahil olmak üzere özel Fransız konut komisyonları için üretilmiştir. Bu parça, tarihe geçmiş bir parçadır; zira sanayi çağının kitlesel üretimini malzeme ve yapı kullanımıyla özetler. Ancak bütçe hedeflerini tutturamaz. Wassily Chair'in aksine, karmaşık tasarım üremeyi pahalı hale getirmiştir.

Eileen Gray’den Bir Yan Sehpa

Bahsettiğimiz modern tasarım mobilya dönemi, 20. yüzyıl başları olduğu için, kadın tasarımclıların pek adı geçmiyor… Ancak bu demek değil ki o dönemde kadınlar tasarımla ilgilenmiyordu. Ancak toplumdaki kadın erkek eşitrizlikleri nedeni ile onların adları tarih kitaplarında çok daha nadir anılıyor. İstisnai isimlerden bir tanesi de Eileen Gray. Üstelik Gray’in tasarımı, sadece bir kadın tarafından yapılması açısından değil, parçanın asimetrisi “konformist olmayan” tasarım stilinin karakteristiği olması açısından da istisna. Japon lake ve mobilyalarından etkilenen Gray, yatak üzerinde kahvaltı yapabilecek şekilde bir yan sehpa tasarlamıştır.

Mobilya Degil Sanat Eseri: Mies van der Rohe’nin Barcelona Sandalyesi

Mobilya Degil Sanat Eseri: Mies van der Rohe’nin Barcelona Sandalyesi Barcelona Sandalyesi, yine Bauhaus tasarım hareketinin temsilcilerinden bir tanesi. Sadece mobilyadan ziyade işlevsel sanat olarak tasarlanmıştı. 1929'da, uluslararası tasarım fuarında Alman Standı için Mies Van Der Rohe ve Lilly Reich tarafından tasarlandı. Bu modern tasarım mobilya orgeni, hem Firavunların katlanır sandalyelerinden hem de "X 'Romalıların ayakları şekillendirilmiş ve İspanyol kraliyet ailelerine adanmıştır. Breuer'in örneğini takip eden diğer tasarımcılar gibi, tek bir 'S' şeklinde eğri oluşturmak için krom kaplı yassı çelik çubukların kullanımını da içeriyordu Ön bacaklar, koltukları ve arka bacakları oluşturan çubukların 'S' eğrisini geçerler. Bu parçaya sık ve kasıtlı olarak basit bir estetik yaratmıştı.

Robin Day'in Polyrop Sandalyesi

Robin Day'in Polyrop Sandalyesi 1963 senesinde Robin Day isimli bir tasarımcı, İngiltere’deki ünlü bir mobilya tasarım evi olan Hille için bir sandalye tasarladı. Bu sandalyeye Polyprop ismini verdi. Robin Day sandalyesini tasarladığında, herhalde bu kadar ikonik bir tasarıma imza attığını bilmiyordu. Sıradan bir sandalye diyip geçmeyin” Bu tasarım, milyonluk satış rakamları ile dünyanın en çok satan sandalyesi haline gelmiştir. Bugün, bu sandalye modern bir tasarım klasiği olarak kabul ediliyor. Üstelik Robin Day’i onurlandırmak adına Birleşik Krallık’taki Kraliyet Posta Teşkilatı tarafından hatıra pullarına basılarak kutlanıyor.

Asya’da Kahve Saati: Noguchi Sehpası

Asya’da Kahve Saati: Noguchi Sehpası Noguchi sehpası, tasarım mobilya konusunda batıdan gelmeyen nadir örneklerden bir tanesi… Yaratıcısı oldukça becerikli biri. Heykeltraş, ressam, seramik sanatçısı, mimar, peyzaj mimarı, ürün, mobilya ve sahne tasarımcısı İşamü Noğuchi tarafından tasarlandı. On parmağında on marifet olan bu tasarımcı, yarım Amerikan, yarı Japonyalı… Noguchi, tasarımda kullandığı organik ve modern formları ile ünlüdür. Heykel ve öteki plastik sanatlar konusundaki ustalığını tasarım mobilya konusuda da göstermiştir. En ünlü eserlerinden bir tanesi de bir kahve sehpasıdır. Bu sehpa, eşsiz ve benzersiz sadeliğe sahiptir. Modern klasik mobilya hareketi ile ilişkili en çok aranan parçalardan biridir.